MEHTAP GÖKDEMİR Ankara – CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Hukuku Profesörü İbrahim Özden Kaboğlu, 4. Yargı Paketi’ne ait, “Dağ fare doğurdu” yorumunda bulundu. 4. Yargı Paketi’nin “reform” olmadığını belirten Kaboğlu, “O kadar adalete susamış bir toplumda yaşamaktayız ki ne olursa olsun en ufak bir adımı bile şimdiye kadar olduğu üzere bundan bu türlü de destekleyeceğiz, bunu da destekliyoruz” dedi. Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa davetine ait de Kaboğlu, “Yürürlükteki anayasa kararlarına meydan okuyan siyasetçilerin yeni anayasa telaffuzunu inandırıcı bulmuyorum” dedi.

Adalete susamış toplum

Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi kapatma davasında vereceği kararla geleceğin 60 yılına damga vuracağını belirten Kaboğlu, Meclis’teki oturma sisteminde MHP ve HDP sıralarına atıf yaparak “Dördüncü partinin güya varlık nedeni üçüncü partinin varlığına son vermekmiş üzere bir şey” dedi.

CHP ismine yaklaşık bir buçuk yıldır yargı paketi hazırlıklarını yürüten Kaboğlu ile Meclis’teki makamında CHP’nin hazırlığını, TBMM gündemindeki “4. Yargı Paketi”ni, HDP’nin kapatılmasına ait davayı ve yeni anayasa başlıklarını konuştuk. Kaboğlu, özetle şunları söyledi:

ISLAHAT DEĞİL FAKAT: “Dördüncü yargı paketi geliyor” diye flaş haberler, “neler getirecek”… Meğer “dağ fare doğurdu” kelamını tam olarak karşılayacak bir şey. O kadar adalete susamış bir toplumda yaşamaktayız ki en ufak bir adımı bile şimdiye kadar olduğu üzere bundan bu türlü de destekleyeceğiz, bunu da destekliyoruz. Ancak bunu ‘yargı reformu’ olarak lanse etmeyin, zira bu perdelemedir, örtbas etmektir problemleri.

KHK’LILAR TEKLİFİ: CHP olarak verdiğimiz 189 unsurluk 12 kanun teklifinden bir tanesi de OHAL KHK’ları ile aleyhte yargı kararı olmadan hayatlarına “çökülenlere” ilişkindir. Rastgele bir soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmamış olanlarla, haklarında takipsizlik yahut beraat kararı verilenlerin misyonlarına iadesini, haklarında uygulanan ek önlemlerin kaldırılmasını ve bu bireylerin mali ve toplumsal haklarının ödenmesini öneriyoruz. Düşünün AYM, ceza mahkemeleri karar vermişler.

Yüksek Seçim Şurası onaylamış, milletvekili olmuşum, bakan olabiliyorum, cumhurbaşkanlığına adaylığımı koyabiliyorum lakin üniversitede ders veremiyorum. Derin çelişkiyi ortaya koymak için söylüyorum yoksa ‘ben mağdurum falan’ o denli bir şey zati yapmam. Beni davet ediyorlar yurt dışındaki üniversiteler, hayır diyorum, vazifem sona ermeden gitmem. Bu türlü bir çelişkiyi de yaşıyorsunuz. 

YARGI PAKETİ: Çocuk kapalı infaz kurumları kaldırılarak, çocuk mahkumların mahkûmiyetlerinin eğitim konutlarında geçirilmesini öngörüyoruz. Hâkimlik ve savcılık mesleğine kabulde, mülakatın ya kaldırılması ya da manzaralı ve kayıt altına alınmasını düzenliyoruz. Cumhurbaşkanına hakaret cürmünü kaldırdık. Zıt kelepçe uygulaması yasaklanmıştır. Tutuklamada katalog kabahatler kaldırılmıştır. Tutukluluk müddetleri kısaltılmıştır. Tutukluluğun devam edip etmeyeceği kararı verilirken, hem şüphelinin hem de müdafinin dinlenmesi öngörülmektedir.

HDP’YE KAPATMA: O kadar baskı yapıldı ki, mesela dördüncü partinin güya varlık nedeni üçüncü partinin varlığına son vermekmiş üzere bir şey. Meclis’te yan yana oturuyor. Bizim solumuzda HDP oturuyor. HDP’nin solunda MHP oturuyor. İkiz bebekler denir ya birinin yaşaması için öbürünü öldürmek… Yan yana oturuyor ve diyor ki, “Sen yok olacaksın”, “Sen kapatılmalısın” Demokratik bir toplumda savcı üzerinde baskı bu. Hakim üzerinde baskı. O vakit yargıç bağımsız karar verebilir mi? “Anayasa Mahkemesi’ni de kapatırım” dedi. Yargının çatısını kaldırmayı öngörüyorsunuz. Ben temel sorunun cumhuriyetle olduğunu düşünüyorum. Tam 60 yıl evvel kurulan Anayasa Mahkemesi vereceği kararla geleceğin 60 yılına damgasını vuracak.

138. maddeyi ihlal ediyorlar

Artık Anayasa Mahkemesi’nden ellerini çekmeli siyasetçiler. 138. maddeyi ihlal etmekten, her gün sistematik ve daima ihlal etmekten başta Sayın Bahçeli’nin kaçınması… İkinci olarak MHP yetkililerinin bundan kaçınması içten temennimdir.

‘Yürürlükteki anayasaya uysunlar’

Yeni anayasa davetinin inandırıcı olabilmesi için yürürlükteki anayasaya uymak gerekiyor. Yürürlükteki anayasa kararlarına meydan okuyan siyasetçilerin telaffuzunu inandırıcı bulmuyorum.