DOLAR %
EURO %
ALTIN
BITCOIN %
İstanbul
°

KALAN SÜRE

AVUKAT GİZEM GONCE’DEN UYARILAR

AVUKAT GİZEM GONCE’DEN UYARILAR

ABONE OL
Ekim 19, 2021 08:49
AVUKAT GİZEM GONCE’DEN UYARILAR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Boşanma Davalarına Dair En Merak Edilen Hususlar…

1.Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası nedir?

Boşanma davaları anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında; her iki taraf davalı ve davacı boşanma ve boşanmanın hukuki sonuçları konusunda velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat hususlarında anlaşmaya varmalıdırlar. Fakat taraflardan birisi boşanmak istemiyorsa ya da taraflar boşanma konusunda anlaşmakla birlikte boşanmanın hukuki sonuçlarında velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat hususlarında (velayet, anlaşamadılarsa, bu sefer çekişmeli boşanma davası açılması söz konusu olmaktadır.

2.Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanun’da boşanma sebepleri genel sebepler ve özel sebepler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Genel boşanma sebebi ise; eski Türk Medeni Kanunu’ndaki adı ile şiddetli geçimsizlik olup, yeni Türk Medeni Kanunu’nda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır.

3.Anlaşmalı Boşanmanın Şartları Nelerdir?

Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda birtakım şartların varlığı aranmaktadır. Şöyle ki, tarafların en az 1 yıl süren bir evlilik hayatları olmalıdır. Davacı ve davalının boşanmanın hukuki sonuçları konusunda velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat hususlarında anlaşmaya varmalıdırlar.

4. Boşanma Davaları Ne Kadar Sürede Sona Ermektedir?

Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere zaman açısından farklılık göstermektedir. Boşanma davasının hangi mahkemede açıldı, davanın mahiyeti ve ispatlanacak olan belgelerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve takibi ile bir yıllık süreci kapsamaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında ise bu süreç 3 aylık zaman dilimi olarak mahkemelerin yoğunluğu da göz önüne alınarak ifade edilir. Uygulamada boşanma davasının ne kadar süreceği her davanın kendi özel koşullarına göre değerlendirilmelidir.

5. Boşanma İşlemleri İle İfade Edilen Nedir?

Boşanma davasının açılması, duruşmaların takip edilmesi, dilekçelerin sunulması ve akabinde boşanma kararının mahkeme tarafından verilmesi ile gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi, yasal süreler içerisinde karara itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleşmenin yapılarak boşanma işleminin ilgili Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesidir.

6. Boşanma Davasında Eşlerin Her İkisi De Mahkemede Bulunması Gerekmekte Midir?

Anlaşmalı boşanma davasında hâkim her iki eşi de duruşmada hazır olmasını istemekte ve boşanma hususundaki beyanlarını bizzat kabul edip etmediğini sormaktadır. Çekişmeli boşanma davasında ise, tarafların mahkemeye bizzat katılmaları yerine kendilerini avukat ile temsil ettirmeleri mümkündür.

7. Boşandıktan Sonra Tekrar Ne Zaman Evlenebilirim?

Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte boşanan erkek hemen yeni bir evlilik yapabilme hakkına sahiptir. Fakat boşanan kadının yeniden evlenebilmesi kanunda açıkça düzenlenen iddet müddeti süresinin dolmasının beklemesi gerekmektedir. Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ancak 300 gün geçtikten sonra evlenebilir boşanan kadın evlenebilir. Bu yasal süreye beklemek istemeyen kadın iddet müddetinin kaldırılması davası açarak gebe olmadığına ilişkin raporu sunarak yeniden evlenebilmektedir.

8.Boşanma Halinde Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?

Boşanma davasında nafaka miktarının ne kadar olacağı hususu tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma raporları, mali durumları ve malvarlıklarının incelenmesi neticesinde hâkimin takdirine uygun olarak belirlenmektedir.

9. Boşanma Davası Neticesinde Tazminat Ödemek Zorunda Kalır Mıyım?

Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlendiği üzere boşanma davası aşamasında kusurlu olan eşe mahkeme tarafından takdiren tazminat ödemesine hükmedilebilmektedir.

10. Anlaşmalı Boşanma Halinde Nafakanın İptali veya Artırılması Mümkün Müdür?

Taraflar anlaşmalı olarak boşanmış ve anlaşmalı boşanma protokolü ile nafaka bedelini karşılıklı olarak kararlaştırmış olsalar dahi, şartların oluşması halinde nafaka ödeyen eş nafakanın iptali veya azaltılması için; nafaka alan eş ise nafakanın artırılması için dava açabilme hakkına sahiptir. İşbu dava Aile Mahkemesinde açılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmak suretiyle hâkim yeniden nafaka miktarına hükmetmektedir.

 Tüketicilerin Hakları Nelerdir?

Tüketici; ticari veya mesleki amaçlar haricinde ürün veya hizmet alımı yapan kişilere denilmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde tüketicinin tanımı yapılmıştır. İşbu kanun ile tüketicilerin hakları hukuki zeminde güvenceye alınmıştır. Hukuk nezdinde hakları zedelenen tüketicilerin başvurmaları gereken hukuki mercilerin neler olduğu açıkça düzenlenmiştir. Tüketiciler, satın almış oldukları mal veya hizmetin değerine göre tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemelerine başvurmak suretiyle hukuki imkânlardan yararlanma haklarına sahiptirler. Tüketiciler almış oldukları malların hatalı ve kusurlu çıkması sebebiyle, aldıkları günden itibaren on beş gün içinde değişim yapma, paranın iadesini talep etme, ücretsiz tamir edilmesini talep etme, ayıbın sebep olduğu değer kaybının malın bedelinden indirilmesini talep etme haklarına sahiptirler. Alınan malda ayıp eğer gizli bir ayıp niteliğinde ise, bu durumda tüketicinin bu ayıbı fark etmesi zaman alacağından on beş gün sınırlaması hukuken iki yıla çıkarılmıştır. Tüketicilerin almış oldukları ürünlerin üzerine mutlaka ürünün etiketinin bulunması gerekmektedir. Bu etiketlerde menşei, cins ve fiyat bilgisi doğru bir şekilde tüketiciyi yanıltmadan okunur halde yazılmalıdır. Ürünlerde etiketin olmaması halinde tüketiciler bu durumu belediyelere bildirme hakkına sahiptirler. Belediyeler tüketicilerin ihbarı doğrultusunda gerekli incelemeleri yaparak idari ve cezai müeyyideleri uygulayacaklardır. Tüketicilerin sanayi malı üreten ya da ithal eden firmalardan aldıkları ürünler için en az bir yıl olmak üzere garanti belgelerinin olduğunu kontrol etme hakkı bulunmaktadır. Garanti belgesinde alınan ürünün tüm parçalarının kapsam içerisinde olduğu açıkça yazılmalıdır. Firma sahipleri, ürünü parçalara ayırmak suretiyle garanti kapsamlarını tüketici aleyhine kısaltamamaktadırlar. Satıcıların garanti belgesini satış esnasında tüketiciye vermemesi kanun kapsamında tüketicinin korunmadığının göstergesidir. Tüketicinin almış olduğu ürünün bozulması halinde cihazın garanti belgesi kapsamında onarımı üretici firma tarafından ücretsiz yapılarak en fazla otuz gün içerisinde teslim edilmelidir. Üretici firma otuz günü geciktirmiş olması halinde, tüketicinin artık aynı ürünün hatasız versiyonu ile değişimini talep etme hakkı bulunmaktadır. Ürünün garanti kapsamı tamirde geçirmiş olduğu süreci etkilememektedir. Eğer ürün garanti kapsamında ise ve defalarca arızası tamir edildiği halde yine kullanımda tüketiciye sorun çıkartıyorsa artık üretici firmanın ürünü ücretsiz olarak değiştirmesi gerekmektedir. Tüketicinin garanti kapsamı içerisindeki ürünü mutlaka yetkili servisine götürmesi gerekmektedir. Aksi durumda ürünü yetkili olmayan bir servisin tamir etmek üzere açması halinde tüketicinin hak kaybı yaşaması söz konusu olmaktadır.

 

Saklı Payı İhlal Edilen Her Mirasçı Tenkis Davası Açabilir mi?

Siz değerli okuyucularıma bu makalemde, saklı payları ihlal edilen her mirasçı tek başına mahkemeye başvurmak suretiyle tenkis davası açabilir mi? sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Türk Medeni Kanunu madde 560 uyarınca; Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler. Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.” denilmektedir. Saklı payları ihlal edilen mirasçılar, diğer mirasçıların iştiraki olmaksızın tenkis davasını bireysel olarak açma yetkisine sahiptirler. Tenkis talebi, tereke adına bir istek değildir. Tenkis isteği, mirasçının saklı payını alabilme amacına yönelik kişisel nitelikte bir talebidir. Bu sebeple, diğer mirasçılarla birleşerek tenkis davası açılması ya da miras ortaklığına temsilci atanması söz konusu değildir. Bir diğer deyişle, saklı payı zedelenen her mirasçı yalnız başına mahkemeye başvurmak suretiyle tenkis davası açma hakkına sahiptir. Mirasçıların birlikte tenkis davası açma hakları da bakidir. Tenkis istek ve dava hakkı, tüm saklı paylı mirasçılar için aynı maddi ve hukuki süreçlerden geçmektedir. Her bir davacının tenkis talebi ve iddiası kişisel aynı zamanda kendine özgü kabul edilmesi sebebiyle biri tarafından açılan tenkis davası üzerine ancak saklı payına yapılan saldırı tenkis edilip, dava sonucunun diğer mirasçılara genişletilmesi yolu ile etkisi söz konusu olmamaktadır. Türk Medeni Kanunu madde 561 uyarınca; “Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur. Tenkise tâbi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması hâlinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.” denilmektedir.

 

Avukat Gizem GONCE

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
rk
rk

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.