Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komitesinde, 2022 Yılı Merkezi İdare Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi İdare Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin geneli ile Sayıştay raporları üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Gün uzunluğu yapılan değerlendirmeleri, tenkitleri, sorularla birlikte not ettiğini lisana getiren Oktay, “Sözlerimin başında, bilhassa, ‘Bu bütçe teklifiyle yüzünüz kızarmıyor mu?’ diye soran, kurul üyesi olmayan bir milletvekilini esefle kınıyor, ithamını motamot iade ediyorum. Şunun da altını bilhassa çizmek istiyorum, başımız dik, alnımız açık buradayız, Meclisimizin huzurlarındayız. Bütçemizin de ardındayız.” tabirini kullandı.

Bütçenin ekonomik ve toplumsal kalkınmaya hizmet etmediği istikametinde tenkitlerin bulunduğunu aktaran Oktay, Edirne’den Iğdır’a, Mersin’den Sinop’a ülkenin her köşesinde, AK Parti hükümetleri devrinde sağlanan ilerlemelerin, kalkınma odaklı bütçe disiplini sayesinde olduğunu belirtti.

Kovid-19 salgını üzere öngörülemeyen ve dünyanın en büyük ekonomileri dahil tüm ülkeleri kökünden sarsan bir krizde dahi Türkiye’nin, 84 milyon milletiyle tek beden, hiçbir ayrımı kabul etmeden, hiçbir ayrıma müsaade etmeden sapasağlam ayakta durduğuna dikkati çeken Oktay, “Olumsuz global ekonomik iklime karşın 2020 yılını büyümeyle kapatan, 2021’in ikinci çeyreğinde ise yüzde 21,7 oranında büyüyen, Türkiye’dir. Türkiye bu büyümeyle birlikte yüksek büyüme yüksek cari açık kısır döngüsünü kırmıştır. Düşük cari açıkla rekor büyüme gerçekleştirmiştir.” değerlendirmesini yaptı.

Bu bütçede hiçbir kısmın olmadığı argümanlarının yer aldığını lisana getiren Oktay, şunları kaydetti:

“Bu ülkenin esnafını, KOBİ’sini, girişimcisini, start-up sahiplerini, e-tüccarını, çiftçisini, besicisini, zanaatkarını, tasarımcısını pek çok teşvik programıyla destekleyen bizleriz. Öğrencimizin yurdunu da en düzgün kaidelerde biz yaptık ve yapıyoruz. Öğrencilerimizin kredisini de bursunu da olabilecek en yüksek düzeyde biz veriyoruz. Bundan gurur duyun; dünyanın en ileri ülkesinde hizmeti veriyoruz, niçin bundan gurur duymuyorsunuz da gocunuyorsunuz anlamıyorum. Ülkenizle niçin gurur duymuyorsunuz, gençlere niçin negatif güç veriyorsunuz? Çalışanımızın yanındayız, engelli vatandaşımızın ve korunmaya muhtaç çocuklarımızın yanında da biz varız. Tenkitlerinizi büsbütün hürmetle karşılıyorum. Lakin müspet olan yerlerde de hak verin. Doğal afetlerde en süratli biçimde vatandaşımızın imdadına koşan da biziz, afet sonrası yaraları en süratli halde sararak kentlerimizi yine ihya eden de biziz.”

“Kazanımlarımızın desteği, bütçe disiplinimizdir”

“Para ve maliye siyasetimizin olmadığı argüman edildi.” diyen Oktay, bu taraftaki tenkitlere karşılık verirken de şunları söyledi:

“Para ve maliye politikalarımız birbiriyle koordineli olarak üst siyaset dokümanlarında belirlenmekte ve yayımlanmaktadır. OVP’de salgının tesiriyle yükselen kamu açıklarının tedrici olarak azaltılması ve mali disiplinin sürdürülmesi program periyodunda izlenecek maliye siyasetinin temel maksadı olacağı lisana getirilmiştir. Ayrıyeten, stratejik ölçütler çerçevesinde yürütülen borçlanma siyaseti kapsamında borçlanma yüklü olarak TL cinsinden yapılacağı lisana getirilmiş, yurt içi döviz ve altın cinsi borçlanmaların ise piyasa kaideleri çerçevesinde kademeli olarak azaltılması, borçlanma siyasetinin temel stratejik maksatlarından birisi olacağı vurgulanmıştır.

Kazanımlarımızın desteği, maliye siyasetimizi güçlü bir biçimde kullanıyor olmamız ve bütçe disiplinimizdir. Global tesirlerle daha da artan ekonomik kırılganlıkların şuurundayız, bunun üstesinden gelecek olan da tekrar bizleriz. Faiz lobileriyle geçmişte nasıl çaba ettiysek, kangren haline gelen IMF borçlarını nasıl sıfırladıysak, global dünyada yaşanan emtia-enerji kaynaklı yüksek fiyat dalgalanmalarına karşı en yüksek en faal çabayı vererek tekrar Cumhurbaşkanımız liderliğinde biz başaracağız. Makroekonomik istikrar, finansal istikrar ve fiyat istikrarı, geçmişte olduğu üzere tekrar bizim yapıtımız olmaya devam edecek.”

– “Güçlenen, kalkınmada ve büyümede sürat kesmeyen bir Türkiye hedefliyoruz”

2022 bütçe teklifini, daha fazla kamu yatırımı, daha fazla toplumsal yardım-destek ve daha çok iş imkanı oluşturacak bir yapıda hazırladıklarını belirten Oktay, “Bütçemizle, 2022’de Kovid-19 salgınının devam eden tesirlerine karşın güçlenen, kalkınmada ve büyümede sürat kesmeyen bir Türkiye hedefliyoruz. Sağlıktan eğitime, güvenlikten ulaştırmaya, endüstriden tarıma, bayanın güçlendirilmesinden toplumsal yardımlara kadar her alanda en aktif siyasetleri, bütçemiz temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Bütçe açığına ait tenkitlere karşılık veren Oktay, muhalefetin tez ettiğinin tam bilakis bütçe disiplini konusunda hükümetin son yıllarda başarılı bir imtihan verdiğini söyledi.

Oktay, dünyadaki kimi ülkelerin bütçe açıklarına işaret ederek, şunları kaydett:

“Ülkemizde, salgının ağır kurallarına ve hükümetimizin açıkladığı pek çok takviyeye karşın bütçe açığını 2020 yılında yüzde 3,5 düzeyinde gerçekleştirdik. 2021 yılı bütçe açığı ise Meclisimizden yüzde 4,3 olarak geçmişken, bir taraftan salgından etkilenen bölümler başta olmak üzere toplumsal ve iktisadi dayanak gereksinimi olan tüm kısımların ihtiyaçlarını büsbütün karşılayacak formda harcama politikalarımızı sürdürürken, öbür taraftan sene başında aldığımız tasarruf önlemleriyle yüzde 3,5’lik bir açık düzeyini hedefleyerek bütçemizi aktif bir biçimde yönettik. Sene sonuna yaklaştığımız şu günlerde de bu gayesi tutturuyoruz. Bunlar da gerçeklerdir.”

Merkez Bankasının siyaset faiz indirim kararı ve enflasyona ait tenkitleri de anımsatan Oktay, para siyaseti kararlarının, Para Siyaseti Heyeti üyeleri tarafından alındığını, bu sebeple tartışmaların Merkez Bankasının bağımsızlığını zedeleyecek bir tabana çekilmemesi gerektiğini söyledi.

Bağımsız karar alan Merkez Bankasının faiz kararını eleştirmeden evvel dünyadaki benzeri uygulamaların görülmesinde de yarar olacağını belirten Oktay, “Bizim, Merkez Bankasının kararlarına karışmak ya da etkilemek üzere bir imkanımızın olmadığını bir kere daha tabir etmek isterim.” dedi.

Kur hareketleri konusuna da değinen Oktay, şunları kaydetti:

“Doların, ABD’nin tahvil alımlarını yakın vakitte azaltmaya başlayacağının netleşmesiyle ve faiz artırım kararı ile birlikte öbür ülke para üniteleri karşısında kıymetlendiği bir periyotta bulunmaktayız. Dolar endeksi mayıs ayından bugüne bir yükseliş trendi içindedir. Avro/dolar paritesi de 1,16 düzeylerinde. Bu durumdan pek çok ülke üzere bizim de etkilendiğimiz bir gerçektir. Türkiye, ölçülü bir borçluluk düzeyi, düşük bir bütçe açığı ve geniş gamda üretim kapasitesiyle güçlü bir iktisada sahiptir. Bankalarımızın sermaye yeterlilik rasyoları da hayli kuvvetlidir.”

İhracatın Ocak-Eylül periyodunda geçen seneye kıyasla yüzde 36 artış sergilediğini vurgulayan Oktay, buna bağlı olarak cari açıkta da kıymetli güzelleşmeler görüldüğünü belirtti.

Oktay, “Türkiye, yıllar sonra görece düşük cari açıkla büyüyebilme kapasitesine erişmeye yakındır. Cari açığımızdaki güzelleşmeyle birlikte kur ataklarına karşı iktisadımızı daha dirençli hale getirmekte ve bu atakları püskürtme kabiliyet ve kapasitemizi artırma kararlılığındayız.” diye konuştu.

Faiz harcamalarının iktisat üzerindeki yükünün faiz harcamalarının ulusal gelire oranı üzerinden kıymetlendirilmesi gerektiğine işaret eden Oktay, “Bu kapsamda faiz harcamalarının ulusal gelire oranının 2002 yılından günümüze kadar önemli bir azalış gösterdiği gözlemlenmekte. Faiz harcamalarının ulusal gelire oranı 2002 ile kıyasladığımızda yüzde 14,39 iken 2021 yılında yüzde 2,7 olarak gerçekleşmesi beklendiğini de söz etmek isterim.” diye konuştu.