İSTANBUL AA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taliban’la görüşmeye ait, “Gerektiğinde görüşme yaparız. Hatta şu anda Taliban’ın Kabil Havalimanı’nın işletilmesi noktasında bize teklifleri var. ‘Güvenliği biz sağlayalım lakin işletmeyi siz yapın’ diyor. Bu mevzuda şimdi verilmiş bir kararımız yok” dedi

Erdoğan, Bosna Hersek’e hareketinden evvel Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi:

BALKANLARIN İSTİKRARI KIYMETLİ: Balkanlar’ın tümüyle refah, huzur ve barış içinde kalkınmasına büyük ehemmiyet atfediyoruz. Bölgenin çok kültürlü yapısının korunmasını istek ediyor, bu maksatla yürütülen her gayrete dayanak veriyoruz. Bosna Hersek ve Karadağ ile ilgilerimizin Balkanlar’ın istikrarına kayda bedel katkı yaptığına inanıyorum. HERKES TERK EDERKEN BİZ KALDIK: (Almanya Başbakanı Merkel’in, “Afganistan konusunda Türkiye’yle çalışmalıyız” ifadesi) “Tabii Şansölye ile sık sık görüşüyoruz, yol haritalarını gözden geçiriyoruz. Ama birtakım şeylerde geç kaldıkları ortada. Türkiye ile çalışma geç alınmış bir karar. Herkes Afganistan’ı terk ederken, biz terk etmedik.

GÖÇ BASKISINA EN YAKIN ÜLKEYİZ: Şu anda göç baskısına en yakın ülke Türkiye’dir. Lakin Türkiye’nin içindeki kimi mahfiller palavra terörü estiriyor. Resmi sayı söylüyorum. İçişleri Bakanlığımızın kayıtlarında, kayıtlı kayıtsız mevcut göçmen sayısı Afganistan’dan 300 bin. Fakat Bay Kemal ve onun müsaadesinde gidenler, bunu 1.5 milyon üzere açıklıyorlar. Bunların hepsi palavra, adamların işi gücü palavra ve bu palavra terörünü, bir şaklaban da bulmuşlar onunla bir arada sürdürüyorlar.

EVVEL TABLOYU GÖRMELİYİZ: (1 Eylül’den sonra Türkiye’nin Afganistan’daki tavrı nasıl olacak?) Öncelikle natürel Afganistan’daki tabloyu görmemiz lazım. Afganistan’da şu anda önemli bir idare boşluğu kelam konusu. Orada idarenin besbelli hale gelmesinden sonra kararımızı vereceğiz, (Taliban’la görüşme konusunda) Gerektiğinde görüşme yaparız. Hatta şu anda Taliban’ın Kabil Havalimanı’nın işletilmesi noktasında bize teklifleri var. ‘Güvenliği biz sağlayalım lakin işletmeyi siz yapın’ diyor. Bu bahiste şimdi verilmiş bir kararımız yok. Zira orada her an her türlü mevt vesaire mümkün. Artık dünkü olayda 72 kişinin ölmesi. Orada şayet bizim ismimiz geçerse, o ortada kalkıp da Türkiye Cumhuriyeti yer alıyor yahut da askeri havalimanını işletiyor, sivil havalimanını işletiyor fakat buna karşın 72 kişi öldü. Buna bulaşırsak, biz bunu izah edemeyiz..

ESASEN BAŞKA DÜŞÜNEMEYİZ: Afganistan’da sükunet hakim olduğunda kararımızı veririz. Afgan halkı asırlarca kardeşimiz olmuş ve onlar din, lisan vesaire bu noktada bizimle tıpkı dünyayı paylaşmış. Biz onlarla esasen farklı düşünemeyiz. İnşallah orası da şöyle sahil-i selamete çıksın ve biz de adımlarımızı ona nazaran atalım.

‘Bunların her şeyleri, hayatları yalan’

(İngiltere Savunma Bakanlığı açıklamasının ‘Türkiye ve Pakistan’da mülteci merkezleri oluşturulacak” algısıyla paylaşılması konusunda muhalefetten özür bekliyor musunuz? sorusu üzerine) Siz bu muhalefetin bu çeşit palavralarda, bu cins iftiralarda hiçbir vakit şöyle bir geri dönüş yaparak özür dilediğini duydunuz mu? Bunların karakterinde bu türlü bir şey yok. Her şeyleri palavra. Kalktılar Merkez Bankası ile ilgili önemli palavralar uydurdular. Bu yıl sonu prestijiyle Merkez Bankasının da döviz rezervi inşallah 115 milyar dolarları bulacak. Lakin bunların hayatları palavra. Bir de bulmuşlar bir bayan, palavra makinesi, çıkartıyorlar daima televizyona ona bol bol palavralar söylettiriyorlar ve onunla adeta güya güç buluyorlar. Bu türlü de bir halleri var. Bunlar AFAD’ın yardım toplamasına bile karşı çıktılar.